Yeni geliştirilen bir teknoloji sayesinde otomobiller seyahat sırasında topladıkları yol bilgilerini hem sürücüyle hem de trafik yönetim merkezleri ile paylaşacak.
AB 6. Çerçeve Programı kapsamında çalışmalara başlayan Com2React Konsorsiyumu’nun projesinden, sürücüler ve trafik yöneticilerinin yanı sıra itfaiye ve ambulanslar da yararlanacak.
Com2React’ın internet sitesinden derlediği bilgiye göre, proje ile Vehicle-to-Vehicle (V2V) iletişim adı verilen yazılım sistemine sahip ve bir çok algılayıcı ile donatılmış olan araçlar, kötü hava şartları, bozuk yol, trafik kazaları ve buna benzer bilgileri toplayarak sürücüyü alternatif yollara yönlendirecek. Yazılım, topladığı bilgileri diğer araçlar ve trafik merkezleri ile de paylaşacak.
Com2React Konsorsiyumu’nun, Münih ve Paris’de yapılan denemelerde başarılı olduğu, söz konusu proje sayesinde bir çeşit “Sanal Trafik Kontrol Merkezi”nin de kurulmuş olacağı belirtildi. Sanal Trafik Kontrol Merkezi, kendisine gelen bilgiler doğrultusunda hareket halindeki araçların şoförlerine yerel trafik bilgileri ve güvenlik uyarılarında bulunabilecek.
Henüz ticari olarak piyasaya sürülmeyen ve GPS (Uydu), GPRS (Cep telefonu), WiMAX (Genişbant internet) gibi iletişim sistemleri üzerinden çalışabilen sistemin, yaygınlaştıktan sonra fiyatının düşmesi de bekleniyor.
AA
26 Mart 2009 Perşembe
Kötü anıları silen ilaç geliştirildi
17.02.2009Hollanda'nın Amsterdam Üniversitesinden bilim adamları, insan hafızasındaki acı ve korku veren, kötü anıları silen bir ilaç geliştirdiğini açıkladı. İngiltere'de yayımlanan Daily Mail gazetesinin haberine göre, bilim adamları, geliştirdikleri ilacın özellikle kötü olayların ardından ortaya çıkabilen ''travma sonrası stres bozukluğu''nun tedavisinde olumlu etki yaratabileceğini düşünüyor.Kötü anılarınızdan kurtulabilirsiniz Hollandalı bilim adamları, kötü anıların genellikle kalp hastalarında kullanılan ''beta bloke edici'' ilaçlarla silinebildiğini öne sürüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan denemelerde, ilacın beyindeki kötü anıların canlanma mekanizmasına müdahale edebildiği görüldü. İlaç daha sonra 60 kadın ve erkek denek üzerinde denendi.Bilim adamları, bu testler sonucunda ilacın kötü ve ürkütücü anıları silmekte etkili olduğu sonucuna vardı. Bilim adamlarına göre ilaç kötü anının yeniden canlanmasını önlüyor ve beynin bu anıyı tekrarlamasının önüne geçiyor. İngiliz uzmanlar ise ilacın İngiltere'de büyük bir etik tartışmasına yol açacağına işaret ediyor. Uzmanlara göre, pek çok kesim, insanı insan yapanın yaşadığı acılar olduğunu ileri sürerek, ilaca etik açıdan karşı çıkacak. Uzmanlar, ilacın ayrıca, insanların hatalarından ders alma imkanını da ellerinden alacağına işaret ediyor ve bunun da zararlı psikolojik etkilerini hatırlatıyor.
Japonya biyoyakıtlı uçağını test etti
30.01.2009İstanbul - Japon Havayolları'nın (JAL), Camelina bitkisinden üretilen ikinci nesil sürdürülebilir biyoyakıtla Boeing 747-300 model uçağında gerçekleştirdiği deneme uçuşunu başarıyla tamamladığı bildirildi.Boeing'den yapılan yazılı açıklamada, JAL'ın deneme uçuşunda, Camelina ağırlıklı olmak üzere 3 ayrı sürdürülebilir biyoyakıt ham maddesinin karışımından elde edilen yeni bir yakıtın ilk kez kullanıldığı, yeni yakıtın, ilk kez Pratt&Whitney'in ürettiği bir motorda denendiği belirtildi.Açıklamada, yolcusuz ve yüksüz olarak düzenlenen yaklaşık 1,5 saatlik deneme uçuşunda, Boeing 747'nin 3 numaralı motorunda yüzde 50 oranında klasik uçak yakıtı Kerosen, yüzde 50 oranında ise biyoyakıt karışımı kullanıldığı, işlem için motorda herhangi bir modifikasyona ihtiyaç duyulmadığı, uçuş süresince biyoyakıt-kerosen karışımı kullanılan motorla, diğerlerinin güç performansı arasında herhangi bir değişiklik meydana gelmediği kaydedildi.Boeing'in katkısıyla yapılan uçuştan elde edilen verilerin, ikinci nesil biyoyakıtların performansı ve ticari olarak kullanılabilirliği konusunda sektöre önemli katkılar sağlayacağının öngörüldüğü ifade edildi.Boeing Japonya Başkanı Nicole Piasecki, konuya ilişkin değerlendirmesinde, deneme uçuşunun, gelecek 3 ile 5 yıl içinde ticari uçakların sürdürülebilir yeni nesil biyoyakıtla uçmaya başlayabileceği konusundaki umutlarını artırdığını belirterek, şunları kaydetti: ''Elbette önümüzde bazı engeller var. Öncelikle biyoyakıt kullanımı konusunda, kural koyucuların, hava limanlarının ve yakıt dağıtım şirketlerinin desteğini almamız gerekiyor. Ayrıca, çevreye ve topluma duyarlı biyoyakıt kaynağı bitkilerin üretiminin artırılmasına ihtiyaç var. Sektör olarak, gelecekte biyoyakıt ihtiyacının karşılanması için sağlam, sürdürülebilir kriterler oluşturmak amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz.''
Güveniyoruz sizlere....
Türk bilim adamları, günümüzde kesin tedavisi olmayan ve her yüz kişide bir görülen şizofreniye, beyinden fazla miktarda salgılanan 'agmatin' adlı kimyasalın neden olduğunu kanıtladı.Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Albay Prof. Dr. Tayfun Uzbay ve ekibi, yüksek dozda agmatin verilen farelerde şizofreninin modellendiğini ve hastalığın tedavisinde kullanılan mevcut ilaçların bu modelde hiçbir şekilde iyileşmeyi sağlamadığını belirledi.Araştırmacılar, ABD'de tarım alanında kullanılan 3 maddenin yeni bir tedavi yöntemi olarak şizofrenide kullanılabileceğini ortaya koydu.Bilim adamları, tıp literatürüne giren ve patent alan araştırma kapsamında, şizofreniye neden olduğu saptanan maddenin kanda tahlil edilip edilemeyeceğine ilişkin yeni bir çalışmaya da imza attı.GATA Ocak 2009 Haber Bülteni'nde, ''çalışmanın TÜBİTAK destekli olduğu ve patent alınmasının ardından araştırma sonuçlarının 'European Neuropsychopparmacology ve Journol of Psychopharmacology' isimli dergilerde yayına kabul edildiği'' belirtildi.-ŞİZOFRENLERDE REALİZASYON YAPILAMIYOR-Uzmanlardan alınan bilgiye göre, hezeyanlar ve paranoid düşüncelerle kendini gösteren şizofreni, dışardan gelen uyarılar beyinde realize edilemediği ya da yanlış kodlandığı için, kişi konuya ilişkin doğru bir değerlendirme yapamıyor.Sağlıklı kişilerde iletişim esnasında kurulan sözlü ya da davranışsal uyarılar, beynin içindeki duygu ve düşünceleri yönlendiren kısımda realize ediliyor ve sinir ağları aracılığıyla beyin kabuğuna iletilerek uygulamaya sokuluyor. Sistem doğru işlemediğinde, uyarı dış katmana hatalı gidiyor ve realizasyon yapılamıyor. Bu nedenle şizofreni hastası ''Bana bakıyor, benimle ilgili planları var ya da beni öldürmek istiyor...'' gibi düşünceler içine giriyor. Bu durumun, ağırlaşması halinde de kişi gerçekte var olmayan kişilerle konuşmaya başlıyor, kendini çeşitli hayallere inandırıyor ve hezeyanlar içine giriyor.Şizofreni tedavisinde günümüzde kullanılan ilaçlar ise bunları dengeliyor ancak kesin iyileşme sağlamıyor. Hepsinden önemlisi hastalığın nedeni tam olarak bilinmediğinden, kullanılan ilaçların etkisi kişiden kişiye değişebiliyor. Bilim adamlarının öngörüsüne göre, ilaçlar ya bu semptomları bastırıyor ya da onarıyor. Vakaların çoğunda ya ömür boyu ilaca bağımlılık ortaya çıkıyor ya da ilaca rağmen semptomlar devam ediyor. Özellikle hezeyan dönemlerinde intihar oranlarının oldukça yüksek olduğu belirlenen şizofreni hastaları, bu dönemde yakın çevresine de zarar verebiliyor.-PROJE BAŞLATILDI-Çalışmaya imza atan GATA Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Albay Prof. Dr. Uzbay başkanlığında Doç. Dr. Gökhan Göktalay, uzman Dr. Hakan Kayır ile uzman Dr. Murat Yıldırım, alkol-nikotin-eroin gibi maddelerin etkilerini deney hayvanları üzerinde araştırıyor.Araştırmacılar, yaptıkları çalışmalarla madde bağımlısı yapılan farelerle şizofreni hastalığı arasındaki ilişkiyi ele aldı ve ''Alkol ve madde bağımlılığı ile şizofreninin nörobiyolojik temellerinin araştırılması'' adlı projeyi başlattı.Projede, araştırmacılar madde bağımlısı yapılan hayvanlarla, şizofreni modellenen hayvanların beyinlerindeki ortaklıkları ve ilaçların madde bağımlılığı tedavisinde kullanılıp kullanılamayacağını, madde bağımlılığı yapan bazı maddelerin de şizofreniyi tedavi edip edemediğini inceledi.-KİMYASAL MADDE VERİLEN FARELER ŞİZOFREN OLDU-Proje kapsamında GATA'lı araştırmacılar, 5 yıl süren araştırmaları sonunda şizofreni modellenen fareler üzerinde yaptıkları incelemelerde önemli bulgulara ulaştı.Çalışmada laboratuvar ortamında alkolik yapılan farelere ayrı ayrı deneylerde şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçlar ve beyinden salgılanan ''agmatin'' isimli kimyasal bir madde veriliyor.Araştırmacılar, deneylerde yüksek dozda agmatin verilen hayvanlarda, şiddetli şizofreni belirtilerini saptadı. Farelerde, şizofreni ilaçları verildiğinde de iyileşme sağlanamadığını ortaya koyan araştırmacılar, agmatinin şizofreni yapabilecek önemli bir etken olduğunu saptadı.Türk araştırmacılar, bu durumun kullanılan şizofreni ilaçlarında tam başarı elde edilememesinin nedeni olabileceğini de ortaya koydu.Prof. Dr. Uzbay ve arkadaşları ayrıca agmatin oluşumunu engelleyen ve halen ABD'de tarımda parazit ve mantar öldürücü olarak kullanılan üç kimyasal maddenin veya buna benzer kimyasalların toksisite değerlendirmeleri yapıldıktan sonra şizofreninin tedavi edilmesinde denenebileceğini de öngördü.Bu kapsamda Uludağ Üniversitesinde yürütülen ''Kan analizi ile agmatin tayini yapılabilir mi?'' çalışmasının sonuçlanmasıyla da hezeyan dönemlerindeki şizofreni hastalarında agmatinin artıp artmadığı araştırılabilecek.Öte yandan, şizofreni tanı ve tedavisinde çığır açacak olan buluşa ilaç firmalarının da ilgi göstererek klinik araştırmalar için kaynak aktarması, altyapısı uygun araştırma merkezlerinde klinik öncesi ve sonrası faz çalışmalarının yapılması gerekiyor.-PATENT ENSTİTÜSÜ NE DİYOR?-Türk bilim adamları, bu önemli buluşlarıyla Türk Patent Enstitüsünden (TPE) patent aldı. Çalışmaya Avusturya Patent Enstitüsünden de ''uluslararası incelemeli patent'' verildi.TPE Başkanı Başkanı Prof. Dr. Habip Asan da Prof. Dr. Uzbay ve ekibinin 31 Ekim 2007'de ''Şizofreni Tedavisi İçin Yeni Bir Farmasotik Bileşik'' başlıklı başvuru yaptıklarını belirterek, patentin 21 Ocak 2009'da yayımlanan Resmi Patent Bülteninde ilan edildiğini bildirdi. Asan, ''Verilen bu patent, başvuru tarihi olan 31 Ekim 2007 tarihinden başlamak üzere 20 yıl süre ile geçerli olacak'' dedi.Sağlık alanındaki patentin önemini vurgulayan Asan, çalışmanın ''madde bağımlılığı ile şizofreni arasında biyolojik bir benzerlik olması düşüncesi, bu hastalıklardan biri için kullanılan ilaçların diğeri için de yararlı olabileceği fikrinden doğduğunu'' belirtti.Asan, çalışmayla ilgili şu bilgileri verdi:''Çalışmada agmatinin morfin ve alkol bağımlılığı üzerine olumlu etkileri göz önüne alındığında şizofreni modelinde de olumlu etkiler oluşturabileceği öngörülmüş ancak agmatinin şizofreni belirtilerine neden olduğu gösterilmiştir.Buluşun amacı, agmatin ile şizofreni arasındaki bağlantıyı göstermek suretiyle şizofreni tedavisinde kullanılmak üzere yeni bir farmasotik terkip, sözü geçen terkibin farmasotik olarak kabul edilen türevleri ve farmasotik olarak kabul edilen tuzlarını elde etmektir. Buluşun bir diğer amacı ise agmatin ve şizofreni arasındaki doğrusal ilişkiye dayanarak şizofreni tanısı için yeni bir yöntem ve bu yönteme uygun kanda ve beyinde agmatin düzeyini hızlı ve doğru bir biçimde ölçmeye yardımcı olabilecek bir kit veya düzenek geliştirmektir. Bu amaçla, agmatin ve şizofreni arasındaki bağlantıyı gösterir çalışmalar gerçekleştirilmiştir.''
20 Mart 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)